'
'

Çarşamba

Vücut Yapıları

Karıncaların her ne kadar toplumsal davranış ve alışkanlıkları farklı olsada temel fiziksel yapıları hemen hemen aynıdır.
-Uzunlukları 2-25 milimetre arasında değişir.
-Renkleri genellikle;sarı,kahve rengi,kırmızı yada siyahtır.
-Karıncaların vücutları 3 bölümden oluşur.Baş,göğüs ve karın.
-6 tane eklemli bacakları bulunur.
-Trake sistemi dene borularla solunum yaparlar.
-İşçi karıncalar kanatsız,kraliçe karınca döllenme uçuşu ve işçi karıncaların yumurtadan çıkışına kadar kanatlı.(ayrıntılı olarak ele alınacak),erkek karıncalar ise kanatlıdır.

-Ağız karıncaların çoğunda iş yapmak için önemli bir alettir.Ağzı oluşturan çenelerden dıştaki çift; yiyecekleri ve yuva yapımı için gerekli malzemeleri taşımaya,içte kalanı ise taşımaya yarar.

-Erişkin karıncalar sadece sıvıları yutabildikleri için çenelerinin gerisinde bir yiyecek deposu vardır.Bu depoda sert yiyecekleri parçalayacak güçlü bir tükürük salgısı vardır,bu nedenle sert yiyecekler buraya depo edilir ve depo edilen sert yiyecek burada parçalandıktan sonra karınca yiyeceğin ıslanarak yumuşayan kısmının sıvı bölümünü yutar ve geriye kalan posasını çıkartır.
-Ayrıca karıncaların alt çeneleri(mandibula) özellikle dikkat çekicidir.Çünkü her karınca türünde yaptıkları işe göre farklılık gösterir.Örneğin;

***Hasat karıncalarında;tohumları kırabilecek kısa ve güçlü çeneler,
***Yaprak kesen karıncalarda;yaprakların kesilmesini kolaylaştıran testere gibi çıkıntılı çeneleri vardır.Yapraklar bu sayede ince ve düzgün bir şekilde kesilebilmektedir.
***Amazon karıncalarında ise,orak biçiminde kıvrılmış çeneler bulunur ki bu çeneler düşmanları öldürmek için çok güçlü bir silahtır.

Burada görüldüğü gibi Allah her karınca türüne işlerini kolaylaştıracak özel yapılar bahşetmiştir.Bu sayede karıncalar işlerini daha az enerji harcayarak hızlı bir biçimde ve kusursuzca hallederler..Bu sistemlerini doğal aletlere benzetebiliriz yani insan nasıl bir ağacı kesmek için balta yada benzeri şeylere ihtiyaç duyuyor ve bu aletler olmadan işlerini yapamıyorsa;karıncalarında kendilerine has olan bu sistemleri olmasa,yarım.eksik,kusurlu vs olsa hayatta kalamazve kısa bir sürede yok olurlardı.

Mucizevi Duyargalar
-Karıncaların koku alma ve dokunma duyuları başlarının iki yanında bulunan uzun ince duyargalarda bulunur.Karıncalar duyargalarıyla yuvalarını,koloni bireylerini belirler,başka bir koloniden gelen herhangi bir karıncayı kolaylıkla tanıyabilirler.İletişimlerini de yine bu duyargalar ile sağlarlar.Bu duyargalar bir çok bölmeden oluşur ve her bölmenin farklı işlevi vardır.Örneğin;--karıncaların koku alma duyuları antenlerinin son yedi bölmesinde yer alır.Bölmelerin her birinin ayrı bir koku alma vazifesi vardır.Mesala yuva kokusu son parça ile alınır.Sonuncu parça koparılır yada bantlanırsa karınca herhangi yabancı bir yuvaya girer ve yuva sahipleri tarafından öldürülür.

Sondan başa doğru 3. parça karıncanın yolda giderken bıraktığı kokuyu algılar.Bu parça alınırsa artık gittiği yerde izini bulamaz.4. bölme ana karıncanın kokusunu alır,bu parça alınırsa kraliçe,larva ve yumurtalarla ilgilenmez olurlar.Başka bir bölme ise koloninin fertlerinin kokusunu alır ve bu parça koparılır yada bantlanırsa birden fazla karınca türü bir araya getirilse kavga etmezler.

-Koku alma karıncalar için hayati bir olaydır.Zaten bunu yukarıda ki açıklamalardan da açıkça görebiliriz.Karıncalar herhangi bir tehlike karşısında yine koku alma duyularını devreye sokarlar.Mesela bir karınca tehlike anından alarm olarak MANDİBÜL bezlerinden salgılanan kimyasal bir maddeyi salgılar ve koloniyi uyarır.Bu kokuyu alan diğer karıncalar kokuyu aldıkları anda kaçışmaya başlarlar.

-Besin bulan bir karıncada yine geçtiği yollara koku bırakır.Arkadaşları bu kokuyu takip ederek besine ulaşır.Besin tükendiğinde ise koku bırakmayı keserek arkadaşlarının boşuna gidip gelişini engeller.
-Bir hayati durum ise kraliçe karıncalarda gözlemlenir.Bazı kraliçe karıncalar bu durumdan istifade eder.Yabancı bir kraliçe döllenme uçuşundan sonra yolda öldürdüğü işçilerin parçalarını vücuduna temas ettirir ve kokularının üzerlerine sinmesini sağlar.Bu sayede yabancı bir kolonide bu koku sayesinde rahatlıkla barınabilir.

Burada da yine Allah'ın kusursuz sanatını her yönüyle görmekteyiz.Küçücük bir canlının,küçük bir bölümü bile Allah'ı yüceltmemize,onun ilmine şahit olmamıza ve güzelliklerini görmemize yeter.Ki zaten gören gözler için etrafta milyonlarca malzeme bulunmaktadır.
Allah bir ayette şöyle buyurmaktadır:
''Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki) "Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran, 190-191)

Hiç yorum yok: